İLK OLARAK ZEYNEP SARAÇ YAZARIMIZIN İKİ KİTABININ YORUMU PAYLAŞMAK İSTİYORUM. YAZARIM UMARIM BANA UĞURLU GELİRSİNİZ.
Öncelikle yazıma Zeynep Saraç yazarımın güzel kalbine sağlık diyerek başlamak istiyorum. Adana'da bir kitap evinden aldığımız Nar Çiçeği kitabını hevesle okumaya başlamıştım. Fakat ilerledikçe çoğu sayfanın boş olduğunu gördüm. Neredeyse kitabın yarısı boş sayfa ile doluydu. Bundan dolayı hikayeyi bölük pörçük olayları anlayamadan okumuştum. Aklıma yayın evinden değişim yapabilirler mi sorusu gelince direk yazarımız Zeynep Hanımla iletişime geçtim. Kısa bir süre sonra Zeynep Hanım bana dönüş yaptı ve Nar Çiçeği kitabı ile o sıralar yeni çıkan Gri Mavi kitabını bu yaşadığım mağduriyetten ötürü bana hediye edeceğini söyledi, hem de imzalı. Çok çok teşekkür ediyorum yazarım. Çok mutlu bir şekilde kitaplarınızı okudum.
Yorumuma ilk önce Nar Çiçeği kitabıyla başlamak istiyorum.
İpek ve Demir...
Yüreklerinde hissettikleri safça aşkla beraber büyüyen iki çocuğun hikayesi...
Kısaca konusunu özetlemek gerekirse:
İpek çocukluklarında aralarında geçen hatırlayamadığı bir olaydan dolayı Demir'in ondan nefret ettiğine inanmaktadır. Hatta Demir'in ona olan nefretinden dolayı ona Çakıl taşı ismini taktığını düşünmektedir.
Demir'in annesi rahatsızdır ve oğlunun beraber büyüdüğü İpek ile evlenmesini ister. Demir bu evliliğin imkansız olduğunu, hatta İpek'in bu evliliği istemeyeceğini söyler. Fakat İpek'in,bu evlilik için olumlu cevap verdiğini öğrenir. Demir, erkek arkadaşı tarafından aldatıldığı için İpek'in bu evliliği kabul ettiğini düşünür.
Nefretle başladığını düşündükleri evliliğin fırtınasında savrulduklarını düşünürlerken aslında yüreklerinde onlarla birlikte büyüyen aşk ile yanarak kavrulduklarını anlayan iki gencin hikayesi.
Zeynep Saraç kaleminizi çok seviyorum. Anlatımınız çok akıcı ve kelimeleri satırlara döküşünüz çok güzel. Yüreğinize sağlık iyiki varsınız. Siz hep yazın biz okuyalım.
Kitabın beni en çok etkileyen sahnelerinden;
İpek: "Yıllarca aradım"
Demir: "Neyi?"
İpek: "Onların (çakıl taşlarının) sevilmeye değer bir yanı olup olmadığını..."
Arka Kapaktan ufak bir alıntı:
"Ya benden gerçekten nefret et ya da sev! Ama bu ikisinin arasında bırakma!"
GRİ VE MAVİ
Beni en az Nar Çiçeği kitabı kadar (hatta daha da fazla) etkileyen bir kitaptı.
Gri saçlı Eyşan ile Mavi gözlü Emir'in hikayesi...
Eyşanlar ile komşu olan Emir soğuk ve sert mizaca sahiptir ve arabasına kimseyi bindirmemesiyle bilinmektedir. Olaylar Eyşan'ın ablasının arkadaşıyla bahse girmesiyle başlar. Bahis Emir'in arabasına Eyşan'ın binmesidir ve karşılığı 1000 dolardır.
Eyşan bahis uğruna kendini Emir'in arabasının önüne atar ve Demir'in ona çarpmasıyla hafif yaralanır. Hastaneye götürmek için bile Eyşan'ı arabaya bindirmeyen Emir taksi tutar ve Eyşan arabaya binemediği için bahsi kaybeder.
Daha fazla yazmak isterdim ama spoiler olacağı için yazamıyorum. Yazarımız Zeynep Saraç'ın kaleminin akıcılığının mükemmelliğini anlatmama gerek yok. Okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Emir'in soğuk mizacının altında gizlediği sımsıcak kalbindeki sevgiye ve aşka, güzel seven kadın Eyşan'ın Emir'e olan aşkına ve sabrına hayran kalmamak mümkün değil. Okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Imkansız… Eyşan’ın onu yıllardır “Imkânsızım” diye çağırmasına sebep olan bir sır var Emir’in kalbinde. Bir sır ki Eyşan’ın onu hem sevmesine sebep hem de ondan geçmesine… Ve gece mavisi gözleri var imkânsızın. Gecesi kalbindeki karanlığa tutsaklığın, mavisi ise umudun simgesi... Şimdi ise Emir’in, Eyşan’a hiç umulmadık bir teklifi var. Eyşan’ınsa artık bir umudu... Ama bazen imkânsıza dair sadece bir umut olur. O umudun vaadi ise ateş olur, ateşte yanmak olur. Görünenin ötesini koşulsuzca seven güçlü bir kalbe sahip Eyşan ve aslında hiç de göründüğü gibi olmayan Emir. Her şeye ragmen ayakta kalmaktan başka çaresi olmayan iki kalp ve de büyük bir cesaretle verilmiş bir cevap. “Yak!”




Yorumlar
Yorum Gönder